22 Mayıs 2015 Cuma

YAZA FORMDA GİRİN


   


    Kış günlerinde bedenin enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla karbonhidrat ve yağ tüketimi artar. Farkında olarak veya olmadan normalden daha fazla besleniriz… Ancak bazen gereğinden fazla abarttığımız için ve hareket imkanımız kış soğuğunda daha kısıtlı olduğu için doğal olarak kilo artışıda özellikle bu mevsimde fazlasıyla görülebiliyor... Güneşin kendini göstermesiyle, rengarenk elbiselerin içerisine girme isteğiyle en önemlisi de malum tatil ve bikini giyme hevesi ile tüm kış boyu aldığımız fazla kilolardan ve yağlanmalardan kurtulmak için çabalamaya başlıyoruz... Pek çok kişi 1 ayda bütün kilolarından kurtulmak adına metabolizmasını zorlamaya sebep olan diyetlere başvuruyor. Ama unutmuyoruz çok hızlı kilo verdiren her diyet programının geri dönüşü daha fazladır… Kilo kaybı isteyen bireylerin öncelikli hedefi kalıcı kilo kaybı olmalıdır bu nedenle ani kilo kayıplarına sebep olacak her türlü diyetten uzak durulmalıdır… Biliyorum bikinin içine girmek, cıvıl cıvıl kıyafetleri bir an önce en güzel şekilde taşımak istiyorsunuz o zaman bu süreci sporla destekliyoruz .. Hem beslenme hem spor ile kalıcı olarak zayıflıyoruz kışında 2 katı kilo almaktan kurtuluyoruz … Spor yalnızca yaz için değil hayatınızın her anında alışkanlık haline getirmeniz gereken bir aktivite olmalı ancak o şekilde kaliteli bir yaşamın kapılarını açmış olursunuz... Uygun beslenme programı ve uygun spor programıyla beraber istenilen vücuda kavuşmak asla hayal değil…

Öncelikle işe metabolizmayı hızlandıracak ufak ipuçları ile başlıyoruz:

 1)Bol su tüketimi: Günde en az 2- 2,5 litre su tüketimi metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olmasının yanında vücudun sindirim, emilim gibi görevlerin yapılabilmesi, hücre, doku, organ ve sistemlerin çalışması için, atıkların vücuttan atılması ve vücut ısısının dengelenmesi için oldukça gerekli.

2)Sık öğün tüketimi: Pek çok kişi kilo vermeyi hedeflediği anda öğün sayısını azaltma yoluna gidiyor ancak bu çok yanlış bir davranış olmakla birlikte oldukça da tehlikeli… Vücudun daha düzenli çalışabilmesi için 3 ana öğünün yanında 2 veya 3 ara öğün yapılması önerilmektedir aksi halde metabolizma yavaşlayacak ve yağ depolanması artacaktır sizin tartıda gördüğünüz kilo kayıpları kas ve sıvı kayıpları olacağı için birkaç ay sonrasına 2 katı kilo artışı olarak tartınıza yansıyacaktır. O nedenle en az 5 öğün beslenmenizi şiddetle tavsiye ediyorum.

3)Dengeli beslenme: Denge sadece kilo kaybı için değil hayat kalitenizi arttırmak için çok önemli. Vücudunuzun sağlıklı olması metabolizmanızın düzenli bir şekilde çalışması için vitaminden minerale, proteinden karbonhidrata, sudan yağa her şeye ihtiyacınız var o nedenle tahıl grubu, et grubu, süt grubu, sebze-meyve grubu besinleri dengeli bir şekilde hayatınıza sokmalı ve yağ olarak sağlıklı olanları tercih etmeli yeterli miktarlarda kuruyemişlerden, zeytinyağından yararlanmalı haftada 2-3 kez balık tüketimine özen göstermelisiniz…

Şuan piyasada fazlasıyla bilgi kirliliği var limonlu sular, acılı yoğurtlar, değişik bitki çayları ile ilgili FAKAT bunların hiçbiri direkt olarak yağ yakmıyor… Yemeyin yada içmeyin demiyorum herhangi bir sağlık probleminiz yoksa tabii... Çünkü yoğurtta suda limonda acı da vücut için zararlı besinler değil veya bitki çayları, ama önemli olan bunların yararlı olduğunu fakat yağ yakma konusunda sihirli birer değnek olmadıklarının bilincinde olmak. Eğer bir rahatsızlığınız varsa bitki çaylarını kullanmadan önce mutlaka doktorunuzun fikrini almalısınız…

Gelelim kilolarımızdan kurtulmanın yollarına:

1)     Öncelikle kendimize bir hedef belirliyoruz ancak bu hedefi belirlerken gerçekçi olmasına özen gösteriyoruz ki motivasyonumuz bozulmasın. Bunun için 1 ayda kilonuzun yaklaşık%4-6 sını vermeyi hedefleyebilirsiniz. Bu maximim %8 e kadar çıkabilir ama daha fazlasını hedeflemeniz hem motivasyonunuzu düşürecek hemde daha fazla sağlıksız beslenmenize neden olacaktır.  Hedefi belirledikten sonra en önemli kural her gün tartılmamak. Gün içerisinde kilonuz devamlı olarak aynı çıkmaz ki buda gayet normaldir en doğru ölçüm sabah aç karnına, kıyafetsiz tartıldığınız kilonuzdur. Haftada 1 gün aynı saatlerde aynı koşullarda tartılmaya özen gösterin sürekli tartıya çıkmak daha çok stres olmanıza sebep olabilir. Ne kadar çok stres yaparsanız o kadar çok direnciniz artacaktır.

2)     Tüm kış boyunca uyguladığınız beslenme alışkanlıklarınız değiştirin. Yağsız yemekleri tercih edin, kızartmalardan, hamur işlerinden, şekerli besinlerden uzak durun. Çok tuzlu beslenmek ödem yaratabileceği için yemeklere fazla tuz eklemekten kaçının. Çok krizleriniz tutarsa tatlı olarak %70 üzeri bitter çikolatayı tercih edip 20 gramı aşmayacak şekilde tüketin ama eğer tüketirseniz meyve ve badem veya ceviz tüketiminizi azaltmayı unutmayın … Ana öğünleriniz protein, sebze ve karbonhidrat açısından dengeli olsun ve mevsim sebzelerinden oluşan salatanızı sofranızdan eksik etmeyin. Ara öğün seçimlerinizde meyve mutlaka olsun. Meyveli yoğurt(sade yoğurda meyveyi kendiniz ekleyerek yapın) , meyve+badem veya ceviz, meyve+süt yapabilirsiniz  veya ufak bir sandviç ile beraber meyve veya süt grubu bir besin tercih edebilirsiniz.İşte bu serin havalarda güzel bir milshake tarifi :

      Meyveli Light milkshake;
     200ml light süt+5-6 adet çilek+1/2 adet muz rondodan geçirin biraz buzlukta bekletin
      daha sonra afiyetle içebilirsiniz : )                   
                                    
3)     Çay ve kahve tüketimi yerine bolca su tüketmeyi tercih edin, bitki çaylarına yönelin ama unutmuyoruz 3 fincanı geçmek yok ..

4)     Taze meyve ve sebze tüketmeye özen gösterin özellikle et yemeklerinin yanında bolca yeşillik tüketin. Ara öğünlerinizde yer vereceğiniz meyve hem vitamin ihtiyacınızı karşılayacak hemde posa içeriği ile bağırsak sisteminizi çalıştıracak ve açlık kontrolünüzü sağlamanıza yardımcı olacaktır. Özellikle koyu yeşil renkli sebzeler ödem atmaya daha yararlı olacağından onların tüketimini arttırmanızda fayda var.


5)     Posa içeriği yüksek besinleri tercih edin tam tahıllardan yararlanın.

6)     Yağsız et, yarım yağlı veya yağsız süt ürünlerini tercih etmeye çalışın, yemekleri kızartarak yapmaktan kaçının.


7)     Kahvaltılarınızda veya ara öğünlerde 5-6  adet çiğ badem tüketebilirsiniz. çiğ badem, çinko, demir, kalsiyum, potasyum ve E vitamini açısından oldukça zengin bir gıda olmakla birlikte tükettiğinizde saç ve cilt güzelliğinizede faydalı olacaktır.

8)     Tabiî ki SPOR yapıyoruz! Unutmayalım tek başına spor veya tek başına beslenme en etkili çözüm değildir ikisinin beraber yürütüldüğü bir sistem daha etkili olacaktır. Hedefimiz yağ yakımı olduğu için daha çok kardiyo ağırlıklı çalışmanızda fayda var daha sonra sıkılaşma programlarına yönelebilirsiniz. Günlük yapacağınız 40 dk yürüyüşün çok büyük faydasını göreceğinize emin olabilirsiniz eğer imkanınız varsa spor salonuna gidip yardım almanızda da büyük fayda var.





11 Mayıs 2015 Pazartesi

İNSÜLİN DİRENCİNİ YOK EDİN


Günümüzde çok sık karşılaşılan bir sorun olan insülin direnci düzenli beslenme ile aslında çokta korkulacak bir durum olmaktan çıkıyor.Önce insülin direnci nedir onu öğrenelim..
İnsülin direnci; genetik faktörler, aktivitesizlik, şişmanlık ve yaşın ilerlemesi ile ortaya çıkan insülin hormonuna karşı oluşan biyolojik yanıtsızlık olarak tarif edilebilir. Daha net ifade edecek olursak; kan şekerinin normal sınırlar içinde olmasına rağmen kanda insülin hormonunun gereğinden fazla salgılanması da diyebiliriz. İnsülin yağ yapımını artırdığı için bireylerin vücut yağlanması artmaktadır. İnsülin direnci olan bireyler tedavi edilmezse diyabet gelişme riski yükselmektedir.

İnsülin Direncine Sebep Olan Etkenler Nelerdir?

  • Genetik yatkınlık
  • Aşırı kilo ve obezite
  • Fiziksel hareketsizlik, hareketsiz yaşam tarzı
  • Uyku problemleri
  • Düzensiz beslenme alışkanlıkları; fast food beslenme
  •  

İnsülin Direncini Kırmak İçin Ne Yapmalı ?

Öncelikle şunu belirteyim; şişman bireylerin kilo vermesi, insülin direncini kırabiliyor. Kilonun yüzde 10'unun kaybedilmesi bile büyük avantaj haline gelmektedir. Bu nedenle kilo vermek insülin direncini kırmanın birinci çözümüdür. Zayıflama sürecinde ilk ay en az dört kilo ve onu takip eden aylarda sağlıklı kilonuza gelinceye kadar ayda en az iki-üç kilo kadar vermeyi hedefleyin. Zayıflamanın özellikle bel bölgesinden olması insülin direncinin ortadan kalkmasında birebir etkili olduğunu hatırlayın.

Fiziksel Aktivitenizi Arttırın! Hergün yapacağınız45 dakikalık yürüyüş ile kaslarınız ortamda olan şekeri kolayca kullanacak ve insüline ihtiyaç duymadan kalori yakımına başlayacaktır. Eğer düzenli aktiviteye devam ederseniz yağ yakıcı enzimler devreye girecek, depolanan yağlardan da kolayca kurtulmaya başlayacaksınız. Özellikle sağlık ve fiziksel durumunuza göre büyük kaslarımızı kullanmamızı sağlayan, kalp dolaşımını hızlandıran aerobik aktiviteler ile ağırlık kaldırma, mekik, şınav gibi kas güçlendirici aktiviteleri tercih edebilirsiniz. Spora mazeret yok! En kötü ihtimalle asansörü hayatınızdan çıkarıp arabanızı uzak yerlere park edebilir veya 1 durak önceden inip/binebilirsiniz…

Nasıl Beslenmelisiniz?

Öncelikle herhangi bir sağlık probleminiz olsun veya olmasın az az ve sık sık yemeyi kendinize alışkanlık haline getirmelisiniz.. Yeterince su tüketiminizi yapmalısınız...

Karbonhidratı kısmamalısınız onun yerine tam tahıllı ürünleri tercih etmelisiniz.

Açlık durumlarında sağlıklı atıştırmalıklara yönelmeli bol yağlı bol şekerli abur cuburlardan uzak durmalısınız...

Hazır yiyeceklerden , hazır meyve sularından ve gazlı içeceklerden uzak durmalısınız.

İnsülin direncine kalkan olan beslenmenin; omega 3 yağ asidi içeren hayvansal ve bitkisel kaynaklı besinleri tüketmekten geçtiğini unutmayın. Salatalarınıza ya da yoğurdunuza keten tohumu ekleyin, ara öğünlerde ceviz tüketin, haftada en az üç kere somon dahil omega 3'ten zengin yağlı balıkları mutlaka yiyin. Eğer bu besinleri yiyemiyorsanız balık yağı kullanabilirsiniz.

Yeteri kadar ve mevsimine uygun meyve sebze tüketiminiz olmalı.

Süt grubu besinleri düzenli olarak tüketmelisiniz.

Kan şekerini dengelemek için meyveyi tek başına değil süt grubu bir besin, tam tahıllı bir besin veya kuruyemiş gibi bir besinle beraber tüketmelisiniz.

Glisemik indeksi düşük besinleri tercih etmelisiniz.

FDA tarafından onaylanmış, şeker alkolleri ve enerji içermeyen tatlandırıcılar, belirlenmiş günlük maksimal dozlarını aşmamak kaydıyla kullanılabilirler.

Periyodik muayenenizi aksatmamalı kontrollerinizi düzenli olarak yaptırmalısınız…

Glisemik İndeksi YÜKSEK Besinler

Çay şekeri (sukroz), glukoz, maltoz
Reçel, marmelat, pekmez, bal
Tatlılar
Kurabiye, kek, pasta
Patates
Beyaz ekmek
Beyaz pirinç, şehriye, erişte, makarna
Mısır ve mısır ekmeği, mısır gevreği,
Bisküvi, çikolata, gofret
Pancar kökü
Muz, incir, üzüm, kavun, karpuz
Kuru meyve (kayısı hariç)
Hazır meyve suları (meşrubatlar)
Gazlı içecekler (asitli meşrubatlar, gazoz, soğuk çay vb.)