3 Mart 2015 Salı

BİR ALKALİ DİYET HİKAYESİ

Günümüzde o kadar çok çeşitte diyet tipi çıktı ki artık insanlar hangisine inanacağını, hangisini uygulayacağını şaşırır oldu. “ Aaa bu yeni çıkmış bunu uygulayayım .” “ Bak duydun mu falanca şu diyeti uygulamış şu kadar kilo vermiş bende uygulayayım”.. Size bu hikayenin sonunu anlatıyorum: Pek çok çeşitte diyet uygulanır fazla miktarda kilo kaybedilir sonra fazlasıyla geri alınır bu süreç böyle devam eder ve en sonunda “Ya bu böyle olmayacak galiba” denir ve metabolizmanın en yorulmuş haliyle doğru diyetisyene gidilir.... Peki bunca eziyete zaman kaybına hiç gerek kalmadan direkt olarak diyetisyene gidilse, bir uzmandan yardım alınsa kilolar kaybedilse ve uzun süre bu böyle korunsa kötü mü olur?

Şuan çok popüler bir diyet daha gündemde Alkali diyet... Peki nedir bu ALKALİ DİYET?

 Alkali beslenme aslında sağlıklı bir yaşam standardı oturtmaya çalışan bir beslenme tarzıdır. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenerek hem vücudu alkali yapmaya hem de fazladan enerji alımını kısıtlayarak kilo kaybına yardımcı olur. Alkali diyeti önerenlerin arkasındaki teori; et, süt, şeker, kafein, alkol, yapay ve işlenmiş yiyecekleri yemekten kaçınmak, daha fazla taze sebze, meyve ve kuruyemiş tüketerek vücudun pH seviyesini dengede tutmaktır.

PH potansiyel hidrojen anlamına gelir ve 0 ile 14 arasında değişen bir ölçekte ölçülür. 7den yukarı seviye alkali, 7den aşağı seviye asit olarak tanımlanır. Vücuttaki pH tarafından sağlanan homeostasis ve denge, vücutta sağlıktan sorumlu biyokimyasal fonksiyonların korunmasını amaçlar. Ancak şöyle bir gerçek var ki vücut ph değerini zaten kendisi için en uygun olan şekilde denetleyebiliyor ve uygun pH değerinde tutuyor.  Vücudumuzdaki hücrelerin çalışması nötr ortamlarda olur. Ancak vücudumuz da bu sıvıların nötr ortamda tutulması için hiçbir şeyden etkilenmeyen bir denetim mekanizması bulunur. Bu sayede vücut sizden yardım almadan kendi pH mekanizmasını zaten kendisi düzgün bir şekilde çalıştırıyor ve uzun süreli açlık grevleri gibi normal olmayan koşullar hariç vücut bunu asla bozmuyor.

PH hakkında bilgi verdikten sonra gelelim çabucak kaybedilen kilolara… Hiçbir sağlıklı beslenme programında ani kilo kayıpları hedeflenmez aylık 2,5-5 kg arası olan kayıplar idealdir bunun üzerindeki kayıplar (çok kilolu olan kişilerde bu sayı biraz daha artabilir) sağlıksız kabul edilir bu nedenle ani kilo kaybı kulağa hoş gelsede asla bir geleceği yoktur ve ilerde fazlasıyla geri alırsınız. Alkali diyet soya sütü, pirinç sütü, manda sütü ve yoğurdu, çiftlik somonu, ton balığı, hamsi, sardalya, uskumru, karpuz, kayısı, çilek böğürtlen, nektarin, kuru hurma ve incir, armut, siyah üzüm ve kuru siyah erik gibi az alkali besinlerin ağırlıkta olduğu bir beslenme şeklidir genelleme yapacak olursak eğer daha çok süt, sebze ve meyve ağırlıklı bir beslenme şekli olup; demir, B12 ve kalsiyum eksikliğine sebep olabileceği için bir uzman gözetiminde değilseniz uygulamanızı tavsiye etmem. Alkali beslenen bireyler aslında Akdeniz tarzı bir besleme çeşidini benimser. Alkali diyet sağlıklı besinleri, sağlıklı yağları, tohumları ve baharatları içeren bir programdır. Yanı yıllardır bilinen bir beslenme tarzı alkali beslenme adı altında ünlülerle beraber piyasaya sürülmektedir. Böylece popüler bir diyet daha hayatımıza girmiştir.


Sözün özü her gün ayrı bir popüler diyet ortaya çıkıyor fakat birçoğunun bilimsel hiçbir dayanağı yok..  Bütün besin çeşitlerini tüketerek kilo vermeniz mümkün o nedenle pek çok diyet deneyip metabolizmanızı yormaktansa bir uzmana danışıp en sağlıklı bir şekilde kilo vermenizi tavsiye ederim. Vücudun bütün besinlere ihtiyacı var bu nedenle hiçbir şeyi kısmadan sadece porsiyonlamalarınıza dikkat ederek bile gayet sağlıklı ve kolay bir şekilde zayıflayabilirsiniz….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder