25 Haziran 2015 Perşembe

RAMAZANDA SOFRANIZDA BULUNMASI VE BULUNMAMASI GEREKEN BESİNLER




Ramazanın 1 haftasını geride bıraktık. Artık yazılan makaleler sayesinde ve vücudun kazandığı alışkanlık sayesinde daha fazla kontrolü elinizde tutabiliyorsunuz diye düşünüyorum. Bugün bu kazanımları daha da pekiştirip Ramazan boyunca sizi daha dinç tutabilecek sağlıklı birkaç besin tavsiyesinde bulunmak istiyorum.

Meyve: Danışanlarımdan ve gittiğim iftar yemeklerinden gördüğüm kadarıyla iftar sofralarına meyve konuyor. Tabi bu özellikle kavun veya karpuz oluyor. Normal beslenmenizde “ana öğünlerde” nasıl yemekle beraber meyve tüketimi uygun görülmüyor yemekten 1,5 2 saat sonra ara öğün olarak tüketilmesi tavsiye ediyorsa aynı şey iftar içinde geçerli. O yüzden meyveyi yemekten sonra tüketip tatlı ihtiyacımızı da bastırıyoruz ama mutlaka meyve tüketiyoruz : )

Çorba: Ana yemeklerin vazgeçilmez başlangıcı olan çorba iftar sofralarında da yerini alıyor ama burada dikkat edilmesi gereken 1 kase dolusu çorba içmek yerine 1 kepçe kadar içip yaklaşık 15 dk kadar yemeğe ara vermek. Böylece sofraya bir anda saldırmamış olacaksınız fazla alınan kalorilerden korunmuş olacaksınız ve mideyi fazla zorlamamış olacaksınız. Sahurda da aynı şekilde az çorba tüketip protein tüketimine biraz daha ağırlık verirseniz mideyi doldurmadan rahat bir şekilde gerekli protein ve karbonhidrat dengesini ayarlamış olursunuz.

Hurma: Hurma içerisinde magnezyum, kalsiyum ve potasyum içermektedir. A vitamini açısından da zengin olan bu meyve, aynı zamanda içerisinde kalp sağlığına yararlı mineraller bulunduruyor. Bunun yanı sıra özellikle bu ayda görülen kabızlık problemine, hazımsızlığa ve sindirim sistemi sorunlarına da  iyi geliyor. Hurmayı sahurda tükettiğiniz zaman tokluk sağlıyor o nedenle hem iftarda hem sahurda olmazsa olmazlarımızın başında geliyor …

Meşrubat: Özellikle hazır meyve suları, asitli veya gazlı içecekler iftar sofralarında genellikle bulunuyor. Light, zero vs bile olsa gazlı ve asitli içecekler tüketmeyiniz. Çünkü bu tarz içeceklerin kendisi kilo aldırmasa bile dolaylı yoldan kilo artışına sebep olabiliyor. Bu tarz içecekler çabuk acıktırdığı için abur cubura yönelme isteğini arttırdığı için belirli bir süre sonra yeme isteği veya tatlı isteği görülebiliyor. Bu nedenle en iyi seçenek evde kendi hazırlayacağınız az şekerli veya tatlandırıcılı hoşaf, komposto tüketimi olacaktır. Meyveler zaten tatlı oldukları için ekstra şeker atmak yerine tatlandırma amaçlı tarçın, karanfil veya nane kullanmanızı tavsiye ederim.

Süt ürünleri: Mutlaka hem sahurda hem iftarda veya iftar sonrası yapacağınız ara öğünde süt, yoğurt veya kefire yer vermelisiniz. Böylece hem tokluk sağlayacak hemde bağırsak hareketlerini kontrol altına almış olacaksınız. Özellikle kefiri veya probiyotik yoğurdu ara öğünde tüketmenizi sahurda ise (eğer laktoz intoleransı veya herhangi biri şekilde süt tüketimini engelleyecek rahatsızlığınız yoksa) 1 bardak süt tüketmenizi tavsiye ederim.

Tatlı: Normal günlerde bile çoğumuz tatlıya zor karşı koyuyorken 17-18 saatlik açlık sonrasında tatlıya hayır demek doğal olarak çok zor oluyor. Tabiki burada yine alternatiflere öncelik verip tatlı ihtiyacını bastırmaya çalışmalısınız. Ama bu şekilde geçmeyeceğini düşünüyorsanız her gün olmamak kaydı ile 1 küçük porsiyon sütlü tatlı tüketmeniz uygun olacaktır. Şerbetli tatlılardan uzak duruyoruz kilomuzu koruyoruz…

Kurubaklagil:  İftar sofraların kurubaklagillere yer vermeniz posa ihtiyacınızı karşılamanıza ve bağırsak problemlerinin önlenmesine yardımcı olacaktır kurubaklagiller protein içeriği sayesinde de et yemeği tüketemediğiniz zamanlarda imdadınıza yetişiyor. Etli kurubaklagil yemeği yaptığınızda proteinden yararlanma oranınız artıyor..

Yumurta/peynir: Sahurda bu besinlere yer vermeniz uzun süre tokluk hissetmenizi sağlayacaktır. Aynı zamanda peynir ile kalsiyum ihtiyacınızı karşılarken yumurta ile protein ihtiyacınızın önemli bir kısmını karşılamış olacaksınız.

Kırmızı-Beyaz Et/Balık: Günlük hayatta haftada 2 kez balık tüketimine özen göstermelisiniz. İçeriğindeki mineraller (fosfor, iyot, çinko vb) , Omega 3, A ve D vitaminleri sayesinde LDL kolesterolün düşmesine, protein gereksiniminin karşılanmasına, zeka gelişimine, Kemiklerin gelişimine ve göz sağlığına büyük fayda sağlıyor. Bu sağlıklı ve son derece besleyici olan besinden Ramazanda da mutlaka faydalanmalısınız. Özellikle ramazan ayında etleri kızartmaktan veya yağlı et tüketiminden kaçınmalısınız. Kızartma daha çabuk susamanıza sebep olacaktır. Aynı zamanda yağlı yiyecekler iştahınızı açacağı için özellikle abur cubura daha fazla yönelmenize sebep olacaktır. Mutlaka haşlama, ızgara veya fırında pişirme yöntemleri ile tüketmeye özen göstermelisiniz.

Sebze: Günlük hayatta olduğu gibi Ramazanda da sebze tüketimi mutlaka olmalı. Sahurda yapacağınız söğüş iftarda hazırlayacağınız salata besinlerden daha çok yararlanmanıza, bağırsak hareketlerini hızlandırmaya ve fazladan yapacağınız tüketimleri önlemeye yardımcı olacaktır. Aynı zamanda yapacağınız etli sebze yemekleri ile sağlıklı bir iftar menüsü oluşturmuş olacaksınız aynı zamanda hem protein hem posa ihtiyacınızı karşılamış olacaksınız…


Sahur ve İftar arasında özellikle geç yatıyorsanız mutlaka ara öğün yapmaya özen göstermelisiniz. Ara öğünde meyve tüketiminin yanında badem ve cevize yer vermeniz oldukça sağlıklı olacaktır. Bunun yanı sıra orucunuzu açarken zeytin veya hurma ile açmakta veya sahurda zeytin tüketmekte hiçbir sakınca yoktur. Ama tabiki miktarlar konusunda dikkatli olduğunuz sürece ... 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder