Günlük hayatta yemeklerin lezzetine lezzet katmak için pek
çok baharat kullanıyoruz. Yemeklerin üzerine ektiğiniz tatlandırmak için
attığınız bir tutam toz baharat belki de sizi birçok hastalığa karşı koruyor… Baharatlar
çok güçlü etkilere sahip. Bu noktada
hemen bir tavsiye vermek istiyorum yemeklerinizi tatlandırmak için tuz kullanmak
yerine mümkün olduğunca baharatlardan yararlanmalısınız böylece hem gereksiz
tuz tüketiminden kurtulmuş olacaksınız hem de pek çok hastalığa karşı korunmuş
olacaksınız. Gelin size özellikle günlük hayatta daha az kullandığımız ama
oldukça yararlı olan 4 büyük baharatın yaraları hakkında bilgi vereyim…
KETEN TOHUMU:
Keten tohumu yüksek oranda omega 3 içeriyor. Bu sayede tam
bir kalp dostu. Kalp damar hastalıklarına iyi geliyor; LDL kolesterolü ve
trigliserid seviyesini düşürüyor. Oluşturduğu tokluk hissi sayesinde gereksiz
atıştırmalar yapmaya karşı sizi engelliyor. Aynı zamanda hem bağırsak hemde
sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağladığı için kilo kaybını
kolaylaştırıyor. Bağırsak sisteminin çalışmasıyla kabızlığın önlenmesine de
yardımcı oluyor. Konsantrasyonu arttırıyor böylece yaşa bağlı oluşan dikkat
dağınıklığına ve unutkanlığa iyi geliyor; hafızayı güçlendiriyor. Egzema gibi
deri hastalıklarının iyileşmesine yardımcı oluyor ve haricen kullanıldığında
yaraların daha çabuk iyileşmesini sağlıyor. Tüm bunların haricinde içeriğindeki
B12 sayesinde sinir sistemini güçlendiriyor. Ruhsal bozukluklara iyi geliyor. Solunum
yolu rahatsızlıklarına ve öksürüğe iyi geliyor. Kan şekerinin düzenlenmesine ve
yüksek tansiyona karşı da oldukça etkili.
KİMYON:
Safra salgısını uyararak bağırsak gazlarının dışarı
çıkmasını sağlıyor. Hazımsızlığı gideriyor, sindirimi rahatlatıyor. Bu nedenle
özellikle kurubaklagil yemeklerinde kimyon kullanmanızı tavsiye ediyorum. İçerdiği
demir minerali sayesinde besinlerin emilimini kolaylaştırıyor ve adet
dönemlerinin daha rahat geçmesine yardımcı oluyor. Kimyon çay olarak
tüketildiğinde ise adet düzensizliğine iyi geliyor. Kış hastalıklarına karşı
koruyucu etkiye sahip. Anne sütünü arttırmaya yardımcı oluyor. Ancak
hamilelerin fazla kimyondan kaçınması gerekiyor. Yapılan çalışmalar düzenli
kimyon tüketiminin daha rahat ve düzenli uyku sağladığını göstermiş. Aynı
zamanda sinirleri yatıştırıcı etkisinin de olduğu biliniyor(çay olarak
tüketildiğinde) . Hormonların düzenlenmesine yardımcı oluyor.
ZERDEÇAL:
Köri tozunun temel öğelerinden biri olan zerdeçal Asya’da
uzun yıllardır doğal ilaç olarak kullanılıyor. Etken maddesi “curcumin”dir.
Curcuminin E ve C vitaminine göre daha güçlü antioksidan etki gösterdiği
bulunmuştur. Çok güçlü bir antioksidan özelliği sayesinde kansere karşı güçlü
bir koruyucu ve tümör hücrelerinin çoğalmasını engelleyici özelliğe sahip.Bunun
yanı sıra iltihap giderici etkisi bulunuyor. Karaciğerdeki toksinleri gidermeye
yardımcı oluyor. Solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılıyor. Safra
kesesi ve safra yollarını fonksiyonel hastalıklara karşı koruyor. Kolesterolü düşürücü etkisi sayesinde kalp
hastalıklarına karşı koruyor. Hazmı kolaylaştırıyor. Sigaranın yarattığı zararı
azaltmaya yardımcı oluyor. Zerdeçalın ayrıca kistik fibroz hastalığının
tedavisinde etkili olabileceği yapılan araştırmalarla gözlemlenmiştir.
200mg/gün’lük dozlarda(yaklaşık3-4 silme tatlı kaşığı)antiantienflamatuvar,
antikanserojen ve antiaterojenik olduğu gösterilmiştir.
ÇÖREK OTU:
İçerisinde pek çok yararlı mineral içeren çörek otu
içeriğindeki nigellon ve thymoquinon sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirici
etkiye sahip. Aynı zamanda çok iyi bir antioksidan özelliği taşıyor. Vücudu
tahrip eden mikroplara karşı vücut direncini arttırıyor. İltihap oluşumunu
engelleyici etkisi sayesinde eklem iltihaplanmalarına karşıda iyi geliyor. Özellikle
yağı başta meme ve prostat kanseri olmak üzere pek çok kanser türüne karşı
yavaşlatıcı etki gösteriyor. Çörek otunun düzenli tüketimle beraber;
antikansorejenik, antiülserojenik, antibakteriyel,antiiflamatuar ve analjenik,
antioksidan, hipoglisemik, bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi bulunuyor. Hayvanlar
üzerinde yapılan çalışmalarda karaciğer kanserine karşı etkili olduğu
gözlenmiş. Vücutta biriken toksik zehirleri baskıladığı ve etkisini azalttığı
biliniyor. Pankreasta insülin salınımı yapan beta hücrelerini uyararak kan
şekerini düzenleyici etki sağlıyor. Özellikle günümüzde sık sık görülen alerjik
durumlara karşı da çörek otunun faydası yüksek. Alerjenik reaksiyonlara karşı
vücudu baskılayıcı rol oynadığı Berlin Charite Üniversitesinde yapılan
araştırmalarla kanıtlanmış. Egzama gibi rahatsızlıklara karşı iyi geliyor. Mide
zarını tahriş eden etkenlere karşı mideyi koruyor mideyi rahatlatıyor ve
reflüye iyi geliyor. Kalp hastalıklarına sebep olan homosisteini timokinon
içeriği sayesinde düşürücü etki gösteriyor. Kalp-damar dostu olan çörek otu
kolesterolü düşürüyor bunun yanı sıra hipertansiyona iyi geliyor. Hormon
sistemini düzenlediği için ruh halini sağlamlaştırıyor ve yorgunluğu gideriyor…
Bu yazıyı okuduktan sonra tuzu bırakıp daha çok baharatlara
yöneleceğinizi umuyorum. Gün içerisinde mümkün olduğunca çeşitli baharatlardan
yararlanmaya çalışmalısınız. Bu baharatların bilinen yan etkileri yoktur. Ancak
hep söylediğim gibi sağlıklı diye dozu kaçırmamak lazım bu nedenle sadece
ihtiyacınız kadar ve gerektiği kadar kullanmalı fazla kullanımdan
kaçınmalısınız.
Lezzetli
Günler Dilerim J
….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder